YAĞMUR BEKLERKEN

Cuma, Ekim 14 0 Yorum
Susamış biri susuzluğunu giderinceye dek su içer ya ben de öyle, yüzüm asık bir şekilde Pervanenin Rüyasını rafa koyarken bir yandan da şimdi ne okusam diye bakınıyordum ki biraz da gittikçe soğuyan havaların ve hala içimi ferahlatamamış olmanın etkisiyle Yağmur Beklerken kitabını aldım elime ve Tarık Buğra'nın o çok bilmiş, alaycı ve biraz da sinsi biraz da bilge pozuyla bana baktığını gördüm.

Tarık ismini de pek severim, oğluşuma Tarık ismini koymak isterdim hep ama olmadı. Olsun... Velhasıl e  haliyle geri koyamadım tabi kitabı, kaçarı yok okiiicaz deyip başladım. Hani derler ya bir solukta okudum diye... Aynen öyle... Kitabın dili Ege şivesi olunca ağırlıklı olarak, kendimi bir kaptırınca aman araya soğukluk girmesin diye luup diye okuyuverdim. Pek de keyifliydi. Tansiyonum -tabiri olarak- bir inip bir çıktı yer yer. Çok da doğaldı diyaloglar, olayların gidişatı, anlatımı... Rahmi'nin adı geçtikçe tip tip gülümseyesim geliyordu. Güzeldi işte...

:) Gülümsedim çünkü aklıma annem geldi yine. Niye? İşlere gark olmuş bir durumda, nev-i şahsına münhasır kızgınlık ve yorgunluk zamanlarına denk geldiğinde, bizim konuşmamızı beğenmeyince ya da üslubumuzu, "Biraz kitap okuyun kitap!"diyen sinirli ses tonu aklıma geldi de ondan. :) O bize böyle kızarken biz de sinirli olsak da elimizde olmadan gülümserdik. Allah'tan böyle kızıyor diye...  Şimdi ben de söyleyecek kelime bulamadım da "Güzeldi işte..." dedim... Yekfiii ...

0 Yorum:

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...