Gün Bugündür

Simdiye kadar su blog aleminde actigim sayfalarin hepsini kapattim.
Dedim ki kendi kendime;

"Canin siir yazmak istemis... Derdin kalemi eline tutusturup bir kac kelam karalatmis... Eski yazilarindan elinde bulunanlar 'ben de burdayim' demis... Yemekle ilgili bir blog da yazsam mi diye dusunurken, karalamalarinin bir alt basligi da 'mutfak' olmus... Topuklu bir ayakkabi ile resmedilmis bir gunlugun var, ona nisbeten bir de topuklu kalemin olsun demissin... Daha iki kelimeyi bir araya getirmekten acizken, sanki allame-i cihanmissin gibi yazayim da yazayim diye tutturmussun. Simdi kaligrafi de calisiyorsun ya, aman bos birakma meydani sakin! Hemen bir de kaligrafi, hat, tezhip, ebru... aklina ne gelirse, onlarla ilgili de bir blog ac. Neme lazim, ilerde lazim olur. "Sakla blogu, gelir konusu..."

San Francisco

Velhasil, maymun istahim epey kabarmis bu blog hususunda, gec de olsa farkettim. Sakla blogu, gelir konusu dedim de aklima baska bir atanet!sozu geldi; " Bos blog kara gun icindir." Tamam biraz benim uydurmalarim oldugu belli ama cok da kotu degil sayilir... Yazdigim su son cumlelerden anlasiliyor ki, ne zaman iyi-kotu duygu yogunlasmasi yasamisim, kalemi elime almisim veya laptopun tuslariyla paylasmisim her ne hissediyorsam. 

Allahim, cok sukur su gurbet ellerde cok guzel insanlarla karsilastirdin bizi. Nice nimetlerle sereflendirdin. Ama en dost olan dost Sensin, Sen Veli'sin kullarina... Sen satirlara dokulmeyeni de bilirsin, satirlara dokuleni de en iyi bilen Sensin. Allahim, sasirtma bizi, dogruyu, guzeli soylet. ... ...

San Francisco