Hu hu ...

Salı, Ekim 10 0 Yorum


Yazmanin guzel bi tarafi da, eski yazdiklarinizi donup okuyunca soyle bi gulumsuyorsunuz. simdi gosteremiyorum ama tarif edeyim. Hani hic tebessum dahi etmeyi beklemediginiz bi anda birden bi yuz kaslariniz gevser bi gulumsersiniz ya iste. Aci oldugundan mi, aglanacak halime guluyorum mu, yoksa minik bi cocugun yaptigi haylazlik mi desem iste ona gulumser gibi, hatta icten ice iki yana kafa salayarak... uzun zaman gectikten sonra bi yoklayinca genelde oyle gulumsetirim yazdiklarim beni. Hic gulmeye halim olmadigi anda dahi. Ardindan guldugume utansam da bu zamanda, bi lezzeti hatirlar gibi gulumsetir eski yazdiklarim.

Neyse, eskiyi birakalim, yeniye bakalim... Ohio'da yasiyoruz artik. Guzel buralar, cok sukur, her ne kadar deniz olmasa da yakinda, guzel buralar. Sicagi da var, sogugu da, kisi da var bahari da... Daha nolsun, cok sukur. Yine de icimde kalmasin, bazen burnumda tutuyor Florida, her zaman olmasa da.
Cocuklar buyuyor cok sukur. Yakin vakitlerde bi store actik, uc numarayla her gun ise gidip geliyoruz. Kacgen oldugunu simdi sayamayacagim, bissurugen arasinda mekik dokuyoruz, coluk cocuk... Bu mekikler arasinda buyuyoruzdur inshallah. Zamanin gectigi kesin de buyuyor muyuz, kuculuyor muyuz Allah bilir...  Bazi seyleri rayina oturtmak icin, baska seylerin rayina girmesini beklemekten yoruldugum icin, bi yorgunluk yazisi yazayim dedim suraya. Bu sefer kahvem yok yanibasimda, annem sagolsun, bir bucuk yildir bitiremedigim Rezene cayi eslik ediyor bu yaziya. Dukkani acma girisimindeyken daha, gelen gidenden sebep her gun yazacak bi seyler olur diyordum. Bi nevi dukkan terapisi niyetiyle yazarim diyordum. Kismet buguneymis.
Simdilk cok gelen giden de yok zaten. Gecenlerde bi bayan ugradi, cok hizli bi sekilde girdi, bi iki seye bakip bi seyler soyleyip cikti gitti. Halinden belliydi ki, acelesi var ve zaman harcamak istemiyordu. Full negatiflik birakti giderken, kendimi garip hissettim. Her tur insan gelebilir, her tur modda insanla muhatap olabilirm pektabii. Bunu kendime hatirlatmam ve sindirmem biraz uzun surdu gerci. Onun disinda cok seker insanlar da geliyor, bakiyor, bi sey almasa da en azindan nezaketen gulumseyip gidiyorlar. Bi sey satamamis olsam da gelip gittikleri icin mutlu oluyorum. kucukhanim da her gelene - gidene el sallayip hi-bye diye kendince egleniyor. Raflarin duzenini bozuyor, ardindan kendince duzenliyor. Yakinda nasipse Ebru derslerine basliyoruz. Belki biraz daha alisirim ben de store'a, yeni kendime. Yazdan  beri cok sey degisti aslinda, sirf is  meselesi degil, kendi icimde de degislik mi desem, tutukluk mu desem... Degisen seylerden biri de mesela artik yetim olmam. Bazen sabah uyaninca, gozunu acip bu dunyayi idrak ettigim anda, haa dogru ya ben yetimim diyorum. Ise, guce alisilir da buna nasil alisicam ya da alisilir mi bi sey mi Allah bilir. Hamdolsun ki Rabbim aciyi verdigi gibi tesellisini de veriyor. Ama o yumru hep kalacak gibi yuregimin en derinlerinde. Sukur ki ahiret inancimiz var, en buyuk teselli... Belki kabrini ziyaret edebilseydim, ahirete ugurlarken veda edebilseydim daha farkli olurdu, onu da bilemiyorm, hic bilemeyecegim... Artik dogup buyudugum Istanbulum'u, yilda bi kez de olsa gercek anlamda gorebildigim, sesini duyabildigim kardeslerimi, yegenlerimi, akrabalarimi, arkadaslarimi, ekranin disinda da gorebilecek miyim onu da bilmiyorum. Babamin kabri basinda bi selam verebilecek miyim, hic bilmiyorum...
Ne kadar aci ki, yakinen duydugum, sahit oldugum onlarca insanin aciyla yogrulmasi karsisinda, ben kendi acima aci demeye utaniyorum. Nazarimda, canli canli hayatlarina el konulan masumlarin kabristani gibiyken simdi guzel sehrim, guzel yurdum; canindan parca oldugum babamin topragini goremedim, gidemedim demeye utaniyorum. Ne aci... ne kadar yazik... 

0 Yorum:

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...