Ah Sitare!

Cumartesi, Mart 16 6 Yorum

Kalem koleksiyonu yapardım. Kalemin her çeşidine hastaydım. Renkli, renksiz, keçeli, keçesiz... Öyle defterleri olanlar vardır. Hani bir cümle, bir paragraf mavi, sonraki kırmızı, sonraki yeşil... Öyleydi defterlerim. Özellikle şiir yazdıklarım. Şimdi de seviyorum kalemleri. Aldığım derste, yaş sıralamasında hocadan sonraki sırayı alan iki çocuklu halimle ben, (bir ihtimal belki de aynı yaştayızdır da ben genç gösteriyorumdur) çıkarıyorum renkli kalmelerimi masaya. Nolmuş yani...

Renkli kağıtarı da severdim. Hani süslü püslü desenli olanları, tek tek satılanlardan. Bilhassa onlardan almak cok mühim bir şeydi benim için. Defterler hakeza... Görünce lazım olur diyerek aldığım ve doldurulmayı bekleyen defterlerim var hala. Hediyelik niyetine de alıyorum sanki liseliyim.
Geceleri bi şeyler içtiğim bardakları odanın bilumum yerlerine bırakır, mutfağa götürmeye üşenirdim. Sabahları annemin söylenmelerine şahit olmayayım diye de dip-köşeye bırakırdım, ve unuturdum sonra da, yine kaçınılmaz son, annem yine kızardı. Şimdi de aynıyım, ama artık peşimi toplayan annem yok yanıbaşımda. Sabahları paşa paşa kendim topluyorum kurumuş kahve- çay fincanlarını...
Müzik dinleyerek yatardım, kardeşimle muhabbet ya da dedikodu ederek, ya da birbirimize söylene söylene uyuya kalırdık öylece radyomuz açık. Annem kapatırdı gecenin bilmem hangi vakti. Walkmanle uyuduysak da kulaklıklarımızı kilitlendiği yerden o sökerdi. Yine geceleri, dünyayı kurtarmaya yaramayacak ama beni mutlu eden ufak tefek şeyler yaparken kulaklıkları kilitliyorum. Arada kuzucukların sesi geliyor  mu diye mola veriyor, sonra kaldığım yerden devam ediyorum, gecenin neresinde kaldıysam. Yani demem o ki, bu durum da aynı...
Yeni kitapların kokusunu da severdim. Şimdi eskisi kadar yeni kitap alamasam da okumaya başladığım kitapların kokusunu çekmeyince, sanki kitap bitmeyecek gibi geliyor.
Çocukken, gençken arkadaş edinmeyi severdim, konuşmayı, dinlemeyi. Kendime geveze diye kızdığımı hatıramıyorum pek doğrusu o dönemlerde. Son yıllarda (belki 5-6 yıldır) dinlemek daha çok hoşuma gidiyor olsa da zaman zaman kendimi gereksiz bir sosyallik içinde bulabildiğim durumlarım olmuyor değil. Sonradan, yine çok konuştun, geveze diyorum kendime. Biraz dengesizleştim bu konuda.
Hala hayal kuruyorum. Öyle alışmışım ki, gerçekleşen hayallerimi bile yeniden kurguluyorum. sonradan farkediyorum, bir hayallik yer daha açıldı, şimdi lütfen sıradaki... Hakikaten, ne çok hayalim gerçekleşmiş, ne milyon milyon fazlası sıraya dizilmiş.

Geçen gece şehre dönerken, arabadan gökyüzünü seyrediyordum. Yıldızlar ne kadar da çoktu ve ne kadar parlak görünüyordu ve ne kadar yakın. Hızımız artsa da azalsa da sanki onlar bizim üzerimize ataçlanmış da bizimle geliyorlardı. O kadar yol katettik de aynı yerdeydiler. Sonrasında yoruldum zaten ben, uyuyakaldığımda onlar hala oradalardı. Her birine bir hayalim, bir umudum takılmış, öyle uyuyakalmışım. Bu gece yıldızlara bakmadım, ama eminim onlar oradalar, bıraktığım gibi.
Yıllar da hızlı geçiyor. Sanıyorum ki ben de gökyüzünü süsleyen yıldızlardan biriyim de dünya ne kadr hızlı dönerse dönsün, öylece orada duruyorum. Esasında değişimi, gelişim doğrultusundaysa severim, özlerim her ne kadar vefalı olmak istedem de bazı meselelerde. Yıllar geçse de değişmediğini farkettiğim şeyler yok değil. Kimine şükür, kimine de ah keşke. Bunun yanında ne çok değiştim, nasıl da farkına varmadan değiştirildim, ve ben ne haddime değiştirmek için tükendim, belki de tükettim... Farkettim de şimdi her yıl bu vakitler, bunları düşünmeyi değiştirmemişim demek ki...
Ne sıkıcı bir sayfa oldu böyle. Dinlediğim müziğe nasıl da zıt yazdıkarım. Ne kadar da sığ geldi yaptıklarım, aşkla peşinden koştuklarım. Darlandım, bunaldım şimdi, halbu ki nasıl da hevesle başlamıştım yazmaya kalemlerden bahsedince... Laf yıldızlara gelince oldu böyle... Ah sitare, sitem ettirme bana yine... Hadi uyu da, güneşimi bekletme...



6 Yorum:

  • ikisatirdokturmelik dedi ki...

    Yine çok manıdar olmuş bence....
    Açılan kursun kalemin kokusu?
    Sevgiler...

  • Hayat Mutfakta Güzel dedi ki...

    o defter, kalem ve kağıt biriktirme huyu bende de var, hala...kendime göre güzellerini gördüm mü dayanamam...

  • Demlikalem dedi ki...

    Paylasinca anlam kazaniyor biraz da, tesekkurler ortak oldugun icin. Muhabbetle...

  • Demlikalem dedi ki...

    Bence tatlimsi bi huy :) Yasasin kalem, kagit, defter ve guzel olan her sey!

  • Adsız dedi ki...

    Vebdifjbrbwnaksxkbehioo

  • Adsız dedi ki...

    30 öö

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...