NO SPACE IN SPACE!

Eşime gelen e-mailde, Türkçe ile ilgili projesi olan bir öğrenciye, yardımcı olup olamayacağı soruluyordu.
Hay hay dedi ve iki haftadır öğrencinin projesi, ne kadar süreceği hakkında, nerede, ne zaman görüşebilirler, ne kadar vakit ayırabilir eşim diye e-mailler gidip geliyordu.
Hatta proje, zamana yayılmış olduğu için eve davettir, yemek kültürümüzdür, aile yapımızdır vesair görmek ister diye kendi çapımızda kabataslak planlar da yapmıştık. Yeter ki bana aktivite olsun, çocuklar da insan ırkının diğer bireyleriyle tanışsınlar, kaynaşsınlar deyu. -Tamam, biraz abarttım burada...-
Bu arada, Amerikanya'ya gelene kadar e-mailin telefon gibi kullanımına şahit olmamıştım.
Öyle ki çay davetleri, hal hatır sormak bile e-maille
yapılıyor burada diye ewela pek bi şaşırmış, yadırgamıştım.
Sonra alıştık tabi. Dezavantajları var diye düşünülebilir ama avantajları olduğu da aşikar.
Şimdi dilimden anlayan, bi çayını içecek, sohbetinden demlenecek kimse olsa da mektupla çağırsın razıyım... Hayırlısı tabi...
Neyse, bugün 2:30'da öğrencinin eşimin ofisine gelmesi gerekirken, 1:30 olmadan kızcağız aramış. Konuşmanın gidişatı şöyle;
- Hocam ben odanızı bulamadım. Tekrar tarif eder misiniz?
- Bölümün binasına girince falanca falan yerde.
- Hocam ben bölümdeyim şu anda, ama bulamıyorum.
-Doğru bölümde olduğunuza emin misiniz?
-Evet hocam. İsterseniz Student Union'da buluşalım.
O zaman eşimin ampulleri yanmış ve sormuş;
-Siz hangi üniversitedesiniz?
-UNR'dayım.
-Hmm, ben Alaska'dayım.
-!! Alaska mı!! Eyalet olan Alaska'da mı?!
-Evet.
-!!!
Nevada ile burası arasında 1 saat fark var, kızcağız 1 saat kadar erkenden arayınca şaşırmış zaten eşim, sonra taşlar yerine oturmuş anahtar kelimelerle. Eski okulundaki international ofis muhtemelen yanlışlıkla yollamış kızcağızın e-mailini.
Vardır bunda da bir hikmet, biz göremedik o başka...
Kainatta boş yere olan bir şey gösterilebilir mi...
"No space in space!" diyorum da eşime, sor bakalım oluyor mu öyle cümle, diyor. Ben içimden geldiği gibi konuşurum her dili, diyorum; bunu da ben uydurdum.
Velhasıl bilemedik biz onu.
Allahu a'lem, yazamadı kalem...