Gecenin geç'i vurduğu vakitlerden biri...
Uyuyamadım. Uyumak istemedim de ondan.
Uyku yanaşmasın bu gece limanıma istedim.
Sabah ezanlarını duyayım istedim.
Ürdün'e de civarına da uğramadım harita üzerinde, Fas'ı gezmedim sırtımda çanta, kulağımda Amr Diab'la..
Avustralya'ya da uzanmadım. Her şeyi kendi haline bıraktım...
Avustralya'ya da uzanmadım. Her şeyi kendi haline bıraktım...
Hayal kurmadım.
Küçücükken çok çok hayal kurardım. Hatırladığım hayallerimden biri de bir sürü atımız olsundu. Koskoca bir bahçe içinde bi sürü at. Sonra yemyeşil koskocaman bir bahçemiz olsundu. Ben atımla beraber, kardeşleriminki ayrı. Bahçeli evimiz olsundu, ama şimdiki gibi değil işte.. Bir pencerem olsundu. Her sabah güneşe el sallayacağım ve hemen önünde yağan yağmuru seyretmek için konulmuş bir koltuk.. ve onun da önünde rengarenk kağıtların ve kalemlerin olduğu bir masam. Hayalimde hayal kurmak vardı işte... Hayal kurdukça yazmak. Yazdıkça kanmak. Kandıkça aşmak.
"Zambaklar en ıssız yerlerde açar..."
Küçüktüm. Hayallerim benimdi.
Büyüdüm. Hayallerimi yazmak için bi kağıt bi kalem yetmedi.
Artık uyku misafirim.
Artık uyku misafirim.
Küçücük yüreğim, uyku gözlerim, aklımda Mona Rosa...
1 Yorum:
Çok güzel okurken Mehmet erdemi dinliyorum Tavsiye ederim. Bir harmanım bu akşam:(
Yorum Gönder