YİNE YENİ ...

Çarşamba, Ocak 1 3 Yorum
Son yayın tarihi ilişti gözüme Demlikalem'i açarken. Epey olmuş uğramayalı. Bazı yazılara yazdığınız yorumları e-mailime de geldiğinden okudum fakat yanıtlamak için blogger'ı açamadım. Görüş, öneri ve deneyimlerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler. Soru soran bi iki yorum var onlara bakıcam inşallah ve deeptone sana da ce'eee. 
Bu gün itibariyle artık hayat kayıtlarımızda 2014 yazacak olması hasebiyle, aşırılıklardan uzak, misk kokulu, huzurlu, mutlu, daha fazla dua boyutlu, her şeyin hayırlısının gelip bizleri bulduğu ve bizim de hayırda yarıştığımız, sevgileri ve dertleri paylaştığımız, paylaştıkça da Rabbe yakınlaştığımız, farkında olarak, tevekkülü unutmadığımız, bir yıl olması diliyorum.
Aralık'ın ilk haftalarında, iki yumurcakla yollara düştük biz.
Sevdiklerimizi gördük, daha önce gitmediğimiz yerlerden geçtik, güzel insanlarla güzel zamanlar paylaştık ve sonunda sağ salim evimize döndük çok şükür. İlk defa bu kadar uzun araba yolculuğu yaptık ailece. Yeni kararlar, düşünceler, fikirler de getirdik beraberimizde. Güzel oldu, iyi geldi bize bu yolculuk. Ferahladı ruhumuz, tebdil-i mekanda ferahlık vardır kaidesince. Ve geldiğimiz gibi başladık yeni bir seneye... Rabbim hayırlı, bereketli, uzun ömür versin hepimize. ...


Bu arada, Harun Paşamızı okuldan almıştık zaten ilk haftanın sonunda. Küçük hanım mutlu mesut görünüyordu çok şükür. Hem İngilizcesi ilerlesin diye hem de açıkçası geçen yıl gittiği okulda dönem ortası ikisine de yer bulamadığımızdan Üniversite'nin anaokuluna gitmeye devam etti. Öğretmenlerine gönülden teşekkürler ama ben o okulun sistemini sevmedim bi kere, içime sinmedi hiç. Hatta bi şey bulsam da bugün de gitmese diye düşünmediğim zamanlar olmadı değil. Velhasıl, dönem bitti, kapattık o defteri. He ne oldu peki, tecrübe edinmiş olduk, klasik deyip durdukları buranın eğitim anlayışına şahit olduk. Önceki okuluyla kıyaslama imkanımız oldu. E fena mı oldu peki. Alla bilir. 

Yolculuğumuz boyunca ve özellikle de geçtiğimiz on gün boyunca çocukların evin içinde, hayatın rutininde farketmediğim pek çok farklılıklarını görme imkanım oldu. Geçen bir yıl içinde Meral'in aslında ne kadar da değiştiğini, ne kadar büyüdüğünü, kendi başına bi kişilik olarak aramızda var olduğunu; Harun'un da boyuna posuna bakıp da ablasının olgunluğunu ondan da beklemenin hata olduğunu, aslında sadece 3,5 yıl önce dünyaya geldiğini kabullenmemiz gerektiğini ve her ne kadar "yapmam ben öyle şey" desem de esasında onları davranışlarımla kıyasladığımı farkettim. Dün, çocuk eğitimiyle ilgili bi kitap bitirdim. Her sayfasında kendimden nefret ede ede okudum, ama bitti. Bi kendime baktım, bi emanetlere bi de kitaplara... Yine kendimden nefret edecektim ama bunun bi getirisi olmadığını hatırladım. Ne zaman o kitapları okusam, ne zaman bi şeyler dinlesem aynı hislerle boğulup duruluyorum zaten. Bi sonraki basamağa çabuk atlamam lazım benim eğer kabz halinin sinyalini aldıysam. Tecrübeyle sabit olduğundan ben de öyle yapmaya çalıştım. Yeni yıl bahanesiyle de sıvadım kolları, Rabbim sonunu hayırlara çıkara... 

Çocukları, bu dönem Montessori okuluna yazdırdık. Gönlüm Meral'in geçen yıl gittiği okulda olsa da şartlar itibariyle bize oranın yolu göründü. Geçen yıl yaptığımız ziyaretin aksine bu sefer içim biraz daha rahat etti. Öğretmenlerinin etkisi oldu bunda galiba. Sağolsun hanımın, özellikle Harun konusunda beni anladığını düşünüyorum. Netice de bu dönem için kayıtlarını yaptırdık kaşla göz arasında. Bu tatil sürecinde, farklı ortamlarda Harun'un bin bir haline şahit olunca eşim biraz da imalı "bi iki hafta içinde 'bu çocuğa Montessori felan sökmüyor, ona farklı yöntemler uygulayacağız' derlerse şaşırmayalım" demesine de hak vermedim diyemem. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler... 


Eve döndükten sonraki ilk gün hepimiz için biraz garpiti. Neredeyse bir aya yakın yoktuk buralarda. Gelince, birden bi başımıza kladık yine. Herhalde ondandı. Yeni kararları hemen uygulamaya başladık çok şükür. Demedim temizlik bitsin, şu hallolsun, bu tamamına ersin vs. vs. İşte misal, dağlar gibi çamaşırlar ütülenme mertebesine ermeyi beklerken, ben oturdum bi yazayım, iki bakayım ne var ne yok dedim. Fena mı ettim... Allah bilir...

Son olarak şunu diyeyim ki; etrafımdaki anne-babaları, çocuklarını, emekleri, paylaşılan tecrübeleri düşündüm de şu kanaate vardım naçizane. Ben bir anne olarak; yerli-yersiz, ister-istemez her ne kadar ortamın şartlarını sağlasam da, çocuklar fanusun içinden çıkmasınlar diye etraflarında çırpınıp dursam da, kendime aitlermiş gibi düşünme hatasından kurtulamasam da, biliyorum ki onlar bir birey, bir şahsiyet. Ruhlarımız aynı yerden, sadece ben biraz önce geldim ve onlara annelik yapma göreviyle vazifelendirildim. Çok şükür ki emanet verilmek üzere onlara ben seçildim. Ve biliyorum ki Rabbim var. Bilmeden de olsa girdiğim "Ben yapacağım, ben edeceğim, öğreteceğim, eğiteceğim, benim çocuklarım" deme hatasından dönüp, niyetimi tazelemem gerek. Çocuklarımız iyi yetişsin diye sarfettiğimiz anlar var ya, hani ister istemez annelik yüreğiyle yaptıklarımız, yerli-yersiz telaşlarımız var ya... İşte onların başında, anneliğimizin niyetini gözden geçirip değiştirince denklem öyle bir çözülüyor ki, ooh ferah feza... Biliyorum ki Rabbim var, bu kuzucuklar O'nun emanetleri, biz emanetçiyiz. 

Emanetlerimizin ardından sözle dua etmek bir yana, elimizden geldiğince, canla başla anne-baba olarak imkanımız dahilinde ne yapabilirsek onu yapmak da fiili bir dua aslında. Zaten bununla  mükellef değil miyiz... Netice yine Rabbim'e ait.  Bu dünyada bizi birbirimiz için seçti, ötede de ayırmasın diye dua etmeye çalışmak aslında yaptığımız anne- baba olarak. Bunun farkındalığında ve bilincinde anne olmaya çalışmak, fiili bir dua... Bunları düşünmek de iyi geldi. Unuttuklarımı hatırlamak... Anahtar kelimeleri bulunca kapılar açıldı da güneşi gördük çok şükür...   

Ves'selam...

3 Yorum:

  • Deli Anne dedi ki...

    İşte onların başında, anneliğimizin niyetini gözden geçirip değiştirince denklem öyle bir çözülüyor ki, ooh ferah feza...

    tam bu! teslimiytet diliyorum ben son günlerde... içimde hissederek, sakince, olağanca

  • Demlikalem dedi ki...

    Tam da bu yazinin ertesi gunu okudugum bi bolumu paylasayim bi sonraki postta. Sana, bana, annelere, babalara, derde derman arayanlara sifa olur insallah.. Sevgiler..

  • Adsız dedi ki...

    Buu taksi duraфы yolun sonu

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...