BAHAR GELİR HOŞ GELİR, LEY LEY LİMİ LİMİ LEY

Perşembe, Mayıs 10 8 Yorum

Bu fotoğrafa bakınca; "bahar geç, kış stop!" dedim. Merak eden varsa söyleyeyim, buralara da bahar geldi çok şükür. Kuzey bölgelerde hala karları erimemiş sokakalar var muhtemelen, ama bizim sokakta karlar da eridi, sabah koşuları da başladı, baba-kız bisikletleri de dışarı çıktı, çocuklar kaykaylarıyla turlamaya başladılar. Hatta var ya, dondurmacı gezmeye başladı geçtiğimiz hafta itibariyle o şeker melodilerle. Şirin bi de fosforlu küçük arabası var dondurmacının, sesini duyar duymaz koşuyoruz çocuklarla pencereye. Ve her seferinde aynı muhabbetle; biz dağlardaki karlar da eriyince marketten caiz dondurma alıcaz inş... 
Caiz dedim de aklıma geldi şimdi, hemencik anlatayım lafı açılmışken; hani şimdi buralarda yediğimize,
içtiğimize dikkat etmemiz gerekiyor ya, haliyle çocuklar da yaşayarak öğreniyorlar bazı hassasiyetleri. Vaktiyle bi arkadaşın çocuğu, arkadaşından yiyecek bir şey almış, artık şeker midir, kuurabiye midir bilmiyorum. Annesi görünce gayr-i ihtiyarı soruvermiş hemen, yavrucum bu caiz mi ki, diye. Yavrucak demiş, caviz anne caviz, yedim baktım cavizdi. :) Başka bir gün de çocukcağız tutturmuş annesine cavizli kurabiye yapsın diye. Artık caiz, caviz onun dünyasında ne demekse... 
Henüz biz dondurma yemeye başlamadık Alaskalı çocuklar gibi ama gezmelere başladık çok şükür. Yeeeeeyyy!!!


"Bahar gelir hoş gelir, leey leeey dümdümü leeeyy" derken, "Tren gelir, hoş gelir, ley ley limi limi ley... diyerek devam ettik türkümüzü söylemeye hafta sonu. Hava kapalı olsa da, trenlere bakmaya gittik. Evet, bu tabir güzel, faydalı bir hayvancığı anımsattı bize de ama kuzucuklar nereye gidiyoruz diye sorunca verdiğimiz cevap tam da buydu; "trenlere bakmaya gidiyoruz." Çünkü yapacağımız şey tam olarak buydu ve gidip trenlere baktık. 
Amerika'da eyaletleri birbirine bağlayan yolların numaraları vardır. Alaska herhangi bir eyalete karayoluyla direkt bağlanmıyor malum arada Canada var ama Alaska'nın numarası 1. 

Çok hoşuma gitti bu poz benim...
Hala tam idrak edemiyorum bazı şeyleri. Bir yanda askeriyeden bir gurup canlı canlı çalıyor bir yandan şarkı söylüyorlar. Hemen yanlarında masalarda ekmek arası sosisler, pamuk şekerler, cipsler vs. aburcubur satılıyor. Çocuğunu kapan toplanmış meydana. Neden? Çünkü trene bakmaya geldik... 
Benim çok hoşuma gitti doğrusu. Çocuklar için düzenlenmiş, çok da güzel organize edilmiş bir gündü. Sabit bir tren vardı, arzu eden içini gezebiliyor, bizim gibi ısınabiliyordu. Yorulanlar oturmuş, dinleniyor, yeni anneler bebişleriyle ilgileniyordu içerde. Ama büyüğü-küçüğü müze gezer gibi treni geziyor, oturuyor, kalkıyor, duran trenin sağına bakıyor, soluna bakıyordu. 


Bir de uzunca bir kuyruk vardı. 20 dakikalık ücretsiz bir gezi yapmak isteyenler bu kuyruğa dahil oluyordu. Muhtemelen okyanusun kenarından, mavi ve yeşilin ve bittabii grinin ve karın beyazının ve dağların yeni yeni açılan siyahımtrak kahverengisini seyredip, şöööyle temiz bir hava alıp geliyordu tren yine ilk durağına. Biz de sıradaydık, fakat sıranın uzunluğu, tur atan trenin vagon sayısının azlığı ve her yüklemede azalan insan sayısını kabaca hesaplayarak daha fazla alışık olmadığımız bu soğukta beklememeye karar verip, bir de 20 dakika boyunca "aaa Havuncuk ağaca bak, aaa Havuncuk dağa bak, taşa bak" diyemeyeceğimiz için, esasında Haavuncuk'un bunu pek yemeyeceğini bildiğimiz için vazgeçtik tren sefasından. Ama trenin gelirken düdüğünü çalmasının verdiği heyecan bile güzeldi. Meralimizden de onay alınca biraz dolandık etrafta, trene baktık, balonlarımızı aldık, minik elimizin üstüne tren yolunun sembolünü dövme yaptırdık.

Alaska olur da ayıcık olmaz mı... 

 Yalnız bir şey daha, bu ayıcığı gören çocuklar koşarak sarılıyor, adamcağızın pardon ayıcağızın kucağına atlıyorlardı. Elini tutuyor, sıkı sıkı sarılıyorlardı. Bizimkiler mi... Hahhaaa! Harun'un yüzündeki ifadeyi çekebilseydim keşke. Meral zaten ayının en az 5 adım uzağından milim yakınlaşmadı. Harun belki de anın şokuyla, belki de daha 2 yaşında bile olmamış olmanın getirdiği cahilliğin cesaretiyle, elini uzatan ayıcığa elini verebildi. Ama gülmekten fotoğrafını çekmek aklıma gelmedi. Tabi ben gülüyorum ama onun ruh dünyasında neler oldu bilemiyorum. 
Yok yok, biz epey yabanileştik burada.İinşallah anakaraya dönünce napıcaz, hayırlısı bakalım...







Tren gelir hoş gelir (Ley ley limi limi ley)
Odaları boş gelir (Mini mini güzel gel bize)
Duydum yar bize gelmiş (Ley ley limi limi ley)
Sefa gelir hoş gelir (Mini mini güzel gel bize)

Çok bekledik, bi gelen olur, kapımızı bi çalan olur, sıcak çayımızı bi içen olur diye ama olmadı işte... 
Nasip... Alaska'da bi sıcak çay ikram edemedik, Florida'da soğuk bi ayranımızı içmeye bekleriz inşallah dostları...  
...
O yardan mektup geldi (Ley ley limi limi ley)
Sevindirdi bizleri (Mini mini güzel gel bize)




8 Yorum:

  • ~♡ηυяѕαℓкιмι™ dedi ki...

    Amerika merak ettiğim ülkelerden biridir..
    İstanbul'un sıcağına rağmen resimlere bakarken Alaska'nın buzlu dağlarını içim ürperdi biraz.

  • gecekiyafeti.com dedi ki...

    manzara süper ama pek sıcak gibi görünmüyor :)

    bloğunu yeni keşfettim takipteyim ben de beklerim bloğuma

    www.gecekiyafeti.com

    sevgiler...

  • Unknown dedi ki...

    Canım benim kurabiyeleri beğenmenize çok sevindim çok..
    Afiyetler olsun..
    Prensesi öp benim için..
    Sevgiler canım..

  • deeptone dedi ki...

    peki yeni ve çok güzel mimini görmedin mi daa.
    :)

  • Demlikalem dedi ki...

    Ooo bu zamanlar, buzlu daglarin en seyredilesi zamanlarindan. Ortalik isindikca daha da hos oluyor. Gelecek postlarda fotograflari koyacagim ins, o zaman umarim iciniz urpermez, guzel buralar guzel :)

  • Demlikalem dedi ki...

    Havalar nasil olursa olsun, bizim havamiz guzel olsun da eninde sonunda isiniyor buralar da ne de olsa :)

  • Demlikalem dedi ki...

    Basustune Melihacim, tesekkurler de afiyetin yaninda lop lop kilo oluyor ya orasi fena :) Sevgiler benden de...

  • Demlikalem dedi ki...

    Gordum gordum de, aslinda cogu postum oyle. Ama hatirin kalmasin yazarim bir tane :)

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...