ŞAHANE FİKİRLER, BOL GÜLÜCÜKLER

Cuma, Nisan 6 2 Yorum
Geçtiğimiz hafta sonu UAA'in sponsor olduğu Early Childhood Education Program öğrencilerinin düzenlediği bir etkinlik vardı. Hemen damladık tabii ki. Her aktivite için ayrı masalar düzenlenmişti ve aktiviteler evde basitçe hazırlanabilir şeylerdi. Fazlacaydılar, sağolsunlar, uğraşmışlar. Bunlardan bazılarını ben de sizinle paylaşayım, eminim çocuklara eğlenceli gelecektir. Biz hoş vakit geçirdik çok şükür.


* Bir kumaş parçasını gelişigüzel katlayarak yani buruş buruş yapıp lastikle
sarmalamışlar. Teknelerin yanında da renk renk sulandırılmış boyalar koymuşlar. Dikkat etmedim kumaş boyası mıydı oradakiler. Boyalar için fırça değil hani şu damlalık gibi şeyler var ya ismini bilmiyorum, hani bi hareketle boyayı çekiyorsunuz da parmaklarınızı gevşetince boya akıyor pipetin ucundan işte bilememdim ben onu, ondan koymuşlar. Hani burada sıvı ilaçların içinden çıkan damlalıklar var ya onlar gibi. Çocuklar renk renk boylarla o kumaşın her tarafına damlatıyorlar boyları. Sonra kumaşı kurutuyorsunuz ve açtığınızda ebruli bir çöpünüz oluyor :) Ama yaparken eğlenceli. Ben de yaptım. Boyaların kumaşta dağılması, kumaşın boyayı emmesi ve renklerin karıştığında başka başka renklerin oluşmasını seyretmek bizi eğlendirdi. Hangi renklerin karışımından hangi renklerin çıkacağını önceden tecrübe ettiğinden orada kendince de sağlamalar yaptı küçük hanım heyecanla.


* Bir diğer oyun da hoplamalı zıplamalı. Bu oyun için evde kağıt tabakları kullanmayı tercih ediyoruz biz. Bir başlangıç ve bir bitiş çizgisi belirleyin.Çocuğunuzun eline de iki tane kağıt tabak verin. Birini önüne atsın ve onun üzerine basacak şekilde zıplasın. Sonra elindekini yere atsın ve onun üstüne zıplasın. Bu arada siz gerde kalanı yerden alıp tekrar eline verin. Bu şekilde başlangış çizgisinden başlayarak, bir tabak elinde bir tabak önünde hoplaya zıplaya bitişe gelmesini zevkle seyredin :) Zafere ulaştığında çok mutlu oluyorlar. Bunu ben de yapmak istedim ama dedim kocaman kadınsın, zaten bi zıplasan zelzele zannederler, yazıktır cocuklara deyip vazgeçtim. Hevesimi eve sakladım. 



 Ben bu küçük kum saatlerini çok sevdim. Hee bu arada bu kum saatleri de süre için kullanıldı hoplama- zıplama oyununda (Adını da ben koydum). Böyle bir şey düşünmeleri de çok hoşuma gitti çünkü küçük çocuklar henüz saatleri bilmiyorlar. Saatleri öğrenene kadar bu minik kum saatleriyle zaman kavramını öğretebilirim belki ben de. Taşınınca alınacakar litesinde yerlerini aldılar bile. (inş.) 
 * Diğer aktivitemiz de şöyle ki; Plastik süt kutularını çarprazdan ikiye bölüyorsunuz. Biz Costco'nun şu büyük sütleri var ya onun kutusunu tercih ettik. Bu yarım süt kutusu sizin geminiz oluyor. Etrafını, içini, dışını neresini istrseniz renkli koli bantlarıyla yapıştırıp renklendiriyorsunuz. Hatta bir karton kutunun bir parçasını kesip, ucunna renkli bir koli bandını üögen olarak yapıtırdığınızda bayrağınız bile oluyor. Bu birinci aşama. 









Sonra bu gemiyi su dolu ve içinde kahve çekirdekleri olan bir kaba bırakıyorsunuz. Orda kahve çekirdeği kullanmışlardı ama 'evde asla kahve çekirdeği kullanmayız onu içerim ben yazıktır' diyen kahve düşkünü eşiniz varsa suda batmayan taneli kuru bakliyat vb. kullanabilirsiniz. Velhasıl, bu oyunda hedef, kahve çekirdeklerini ellerinizle geminize yükleyip sonra tekrar suya boşaltmak. Artık bir liman mı yaparsınız başka bir yük gemisi mi yaparsınız bilmem. Gerisi hayal gücünüze kalmış. Çocuğunuz suyla oynamanın zevkini çıkarırken siz de bir fincan kahveyi soğutmadan rahatça içerken onun mutluluğunu seyredebilirsiniz. Havuncuğumuzun gezinin ilk etabında uyuması bize rahmet oldu. Yoksa Alimallah etrafta ne boya kalırdı ne su ne kahve çekirdeği...



 Bu resimde gördüğünüz ne biliyor musunuz? 
Ziplock'ların içine doldurulmuş şampuanlar. Bazılarına sim de eklemişler. Poşetin üzerine elinizi bastırıyorsunuz elinizin izi çıkıyor. Parmağınızı poşetin üzerinde gezdirerek harfleri yapıyorsunuz. Montessori'de yapılan kumda parmakla harfleri, sayıları yazma olayı var ya bu bana onun alternatifi gibi geldi. Şahsen evde kumla bi şey yaptıramam, e bahçemiz de yok. Bu mis kokulu renk renk şampuan olayı benim hoşuma gitti. 




 Nihayetinde Havuncuk uyandi ve uyku mahmurluğu, kalabalık içinde uyanmanın şaşkınlığı ve sarhoşluğu nedir bilmden gözler fıldır fıldır daldı meydane pehlvanım benim. Bu aktvitede de yere büyük kağıtlar veya karton seriyorsunuz. Kuzularınızın eline de renkli veya renksiz yapıştırıcılar ve bol miktarda yün iplikleri. İplikleri kağıda yapiştırarak resim de yapabilirler, sanat! da yapabilirler. Ben 'ooo  harika olmuş kızım, maşallah, peki bu ne?' dediğimde ve 'bu değişik bi şe' cevabını aldığımda 'kızım çok güzel bi sanat yapmış' diyorum. Akabinde 'tabii ki de' cevabını alıyorum.  

Resimde de görüldüğü üzere Havuncuk'un eli işte gözü oynaşta. Öyle olunca tabi, üzerine yapıştırdığı iplik parçalarını temizleyip babamızla gözünü alamadığı tarafa yöneldiler. Orada da büyükçe bir kartona üç tane delik açmışlar. Kağıtları buruş kırış top yapmışlar. Çocuklar can havliyle kağıt toplarla bir nevi basket atmaya çalışıyorlardı. Havuncuk en ço orada eğlendi diyebilirim. Evde de büyükçe bir koliyi açıp, ortalarına aşağıda* yukarıda çeşitlii yerlerinden koca yuvarlaklar açıp kendi oyuncağınızı yapabilirsiniz. Biz Pampers uzay gemimizi bozup bundan yapıcaz inş. 


Bu masa da eşimin çok hoşuna gitti. Herhalde bıraksam akşama kadar orada oturup bunlarla uğraşırdı. Şu hani eşya koruyucu olarak kullanılan köpük gibi hafif yumuuşacık küçük parçalar var ya. Bunun da ismini bilmiyorum :p Eve siparış verdiğimizde kutuları içinden çıkıyor hani, işte onları atmayıp masaya koyuyorsunuz. Bir kutu da kürdan alıp o süngerimsi şeylere batırıyorsunuz. Masada görevli ablalar mühendislik harikaları döktürmüşlerdi ama tırtıl yapmaya çalıştık biz. Tabi işin içinde kürdan olduğundan dikkatli  olmak gerekiyor bunda. 

Bunlardan başka neler vardı fikir olması açısından özetleyeyim;
* Balonların içine boncuk veya kum doldrup şişiriyorsunuz. Salladıkça ses çıkarıyor. Bizimkiler bir saat içinde patladı, iyi ki boncuk tercih etmişiz. 
* Loş bir yerde bir duvara ışık yansıtmışlar. Duvarın hemen yanında cocuklar duruyorlar ve silüetini anne-babalar duvara bir kağıt yapıştırıp çocuğun gölgesini kalemle çiziyorlar. Sabit durmak gerektiğinden biz yapamadık onu.
* Kağıt bir bardağı pastel boyalarla boyuyor veya desenler çiziyorsunuz. Bu sizin saksınız oluyor. Sonra bir kağıda çiçek çizip kesiyorsunuz. Sonra o çiçeği, bir çubuğa, hani şu dondurma çubukları var ya ona yapıştırıyorsunuz. Bu da sizin çiçeğiniz. Sonra saksınıza yani bardağınıza kum veya toprak doldurup çubuğu yani çiçeğinizi saksıya ekiyorsunuz. Bitmedi bi de suluyorsunuz. Evde kağıda parfüm sıkmak da hoş bir fikir bence. Bi de bitki yetiştirmeyi sevdirmek ve öğretmek için güzel bir başlangıç diye düşünüyorum.
* İskambil kağıtlarına kesikler atarak onları birbirine geçer hale getirmişlerdi. Bunlarla da ev veya çeşitli şekiller yapmışlardı. Biz yapmadık.
* Yuvarlak bir örtünün üzerine yumuşak nesneler doldurmuşlar. Çocukların her biri örtünün bir tarafından tutup sayıyorlar ve aynı anda örtüyü silkeler gibi havaya kaldırıyorlar. Tabi örtünün üzerindeki nesneler havaya fırlayıp düşüyor çocukların kafalarına. Gülüyorlar :) Ve tekrar düşenleri örtünün üzerine topluyorlar... Mutluluk işte :)

Aklımda kalanlar bunlardı. Evde yapılabilecek, basit ve bulunabilecek şeylerle uygulanabilir oyunlar. Bir de geri dönüşüm açısından benim hoşuma gitti bunlar. Şimdi bir şeyi çöpe atmadan önce bi düşünüyorum...
Herkese mutlu eğlenceli günler...

2 Yorum:

  • PeNeLoPe dedi ki...

    Aaaa ne güzel etkinlikmiş o öylee..İnş İstanbul'da da vardır..
    Gerçi bizim için henüz erken ama olsun..
    Köpük oyununu merak ettim..Evde yaparsanız yaptıklarınızı paylaşırsınız seviniriz, kopya çekeriz ;)
    Meral kuzusu da pek bir hanım, pek bir nazik :)
    Havuncuk'a da öpücüklerrr :)

  • Demlikalem dedi ki...

    Penelopecim tesekkurler. Insallah beraber oynayacaklari gunler yakindir, oyle dua edelim :) Bizden de opucukler canim.

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...