Yaşlansaydık Birlikte

Cuma, Eylül 23 0 Yorum

Kıymetini bilemedim...
Sana gereken önemi gösteremedim...
Hissizliğim geçince yokluğunun ne demek olduğunu anladım...
Ne zamandan beri seninleyiz hatırlamıyorum bile. Sen de çok acele ettin gitmek için ama... 
Halbuki sen ayrılık sinyalleri vereli çok olmuştu da, hayatın koşuşturmacası içinde seni unutuverdim.
Senin için pek fedakarlık yaptığım da söylenemez son aylar içinde. 
Kendini hatırlatma çığlıklarını da örtbas edip keyfimin kahyasına uyuverdim. 
Pişman mıyım şimdi?


Evet desem.. Evet demek seni geri getirir mi ki bana...
Sen de pek sessiz sedasız gitmedin ama öç alırcasına.
Geriye iki dikiş ve koca bir boşluk bıraktın. Geride kalanlar için önden gittin belki de. 
Senin için "zaten herkese dert oluyor" dedi birileri. Katılmıyorum onlara... 
Her şeye rağmen... Aylardır verdiğin acıya, göz yaşına rağmen, gece uykularımı bölmene, gündüz keyfimi kaçırıp asabiyetime katık olmana rağmen doktorun seni tamamiyle yerinden aldığını onca uyuşturucuya rağmen hissettiğimde, gözümden yaş geldi ayrılığına. 
Öyle bir boşluk hissetim ki ruhumda...
Doktor ağrı verdiğini düşünüp durakladı. Devam edin dedim içim kanaya kanaya. Ahh!..
Velhasıl yirmili yaşlarımın hatırası olan, asırlık çınar gibi olduğunu düşündüğüm sevgili dişim...
Keşke kalsaydın benimle... Yaşlansaydık birlikte...
Gidişin çok şey öğretti bana... 
Ben de söyleyeyim bu yazıyı okuyanlara: 
Lütfen dişlerinizi fırçalarken en arkada kalan yirmilik dişlerinize ihtimam gösterin. Ön dişlere nazaran oraya genellikle fırça erişmediği için gözünüzün önünde, yani ağzınızın içinde desem daha doğru olur, yazık olur gider dişiniz. Bir de diğerlerini bozar diye çıkar çıkmaz çektirenler var yirmilik dişlerini... Nasıl kıyıyorsunuz?! 

Bir de bu operasyon esnansında şaşırdığım bir şeyi paylaşayım:
Sinirlere çok yakın olduğu için çenedeki hissetme yeteneğini tamamen kaybetme tehlikesine binaen bana form imzalatan diş doktoru ve şeker asistanı, özenle dişimi alıp da rahatlayınca, ki eşim bile dışarıdan bakmasına rağmen farkındaydı bütün gerginliğin, dikişleri attıktan sonra "ooo great,  ooo perfect, you did good job..." gibi beni öven ifadeler sıraladılar ardı ardına. Kendimi o koltukta oturup ağzımı açma becerisini gösterebildiğim için o kadar bahtiyar hissettim ki... Biraz daha devam etselerdi, "hepsini çekin!" deyiverecektim gaza gelip. 
Ama neyse ki ben doktora " asıl siz güzel iş çıkardınız, thank you..." dedim anlaşılır anlaşılmaz. 
Hakikaten de maşallah, çok ihtimam gösterdiler ağrı, acı duymayayım diye. Hatta bir ara durdurup sordum; "doğru dişi çektiğinize eminsiniz di mi, sağda, en sondaki olacaktı." Onlar da "yes, of course" dediler, teyid ettiler. Ben de "hiç acı ve ağrı hissetmiyorum da emin olmak istedim" dedim, gülüştüler... 

Allahım, hamdolsun ki aylardan sonra bir dişi eksik olsa da huzurla yiyip içebilen biri oldum... Allahım ne büyük nimetmiş huzur... Her her şeyde... 
Bir de eşim halime şükretmem için bir video izletti gelince. 
Seyredince tekrar şükrettim halime... Siz de şükredesiniz diye ;




  




0 Yorum:

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...