Gönülden Sevenler ve Aklıyla Sevdiğini Zannedenler

Cumartesi, Nisan 9 0 Yorum


Sevdiğin insana, sevgini gösterme yolları vardır biiiiiir sürü. 
Google'a yazsan bile tek tıkta en az 100 madde bulabilirsin. Sevgini göstermenin en kısa ve en etkili yolu ise, sevgini yaşamaktır.
Sabah uyandığında, kahvaltı yaparken, ağzını şapırdatırken, kahveni hüpletirken, traş olurken, dışarı çıkarken, eve girerken, araba kullanırken, telefonla konuşurken, sinirlenirken hatta stresten çıldıracak gibiyken bile gönlüyle seven insan, sevgisini kolaylıkla gösterebilir. Hele de bu bir eş ise.
Eş, bir bütünün diğer parçası, birbirini tamamalayan, belki de tanımlayan, onsuz eksik kalınan, eş...
Gönlüyle seven insanın sevgisini göstermesi için vesilelere bel bağlamaz sevilen. Sevgi yaşandıkça taze kalır zaten. Birlikte olunan zamanlar farklı bir tüllenir zamanlar içinde. Birlikte olunamadığında da, gönülden gönüle bilinmeyen yollardan geçen sevginin iklimi sıcak tutar sevilenin yüreğini. Şarkıda söylendiği gibi; "gönülden gönüle yol gider, gizli gizli..." Dünyalık koşuşturmaca arasında sevilen, ihmali aklının ucundan dahi geçirmez. Birlikteyken usanmayı, sıkılmayı aklından geçirmediği gibi... Birbirinin ikliminde huzur bulur eşler. Hem dünyada hem ahirette birlikteliği ümid ederek seçtiği insanla nasıl huzurlu olmasın ki... Eş için kullanılan kulağa en kaba gelen ifadelerde dahi iyelik eki kullanılır. Sahiplenilir her halükarda eş, en kötü huyu anlatılırken bile. "Karım / kocam şöyle şöyle...  Eşim dedi ki... Bizim hanım / bey de..." Sahiplenilir bir noktadan sonra candan bir parça gibi. Bazen, doku uyuşmazlığında olduğu gibi, uyuşmazlıklar olabilir elbette, ama konumuz bu değil.
Uzun lafın kısası, gönlüyle seven insan sever, sevgisini yaşar. Google'a yazıp öğrenmesi gerekmez bir şeyi. Yüreği zaten onu yönlendirir. Deriz ya hani "içimden geldi..." diye. İçimden geldi, gel seni bir öpeyim ya... İçimden geldi aldım tatlım, umarım beğenirsin... İçimden geldi aşkım, senin için yaptım... Bu sözler içimden geldi, o yüzden söyledim... ... ve daha biiiir sürüsü...
İçimden derken kastedilenin yüreğimiz olduğunu biliriz. Yürekten kopup gelen en ufak bir şeye karşı dahi kayıtsız kalabilen katı yüreklilerden olmaktan Allah'a sığınırım. Gönülden esip, akılla elele yaşanılan sevgilere, böyle sevgileri yaşayan sevgililere ne mutlu!   
 Bir de aklıyla sevenler var. Aklını her şeyin üstünde tutan, kontrolü kaybetme endişesiyle sadece aklıyla düşünen, aklıyla sevenler... Kalbinin katılığına, hareketlerindeki donukluğa, hatta sevgiyi ifade edişindeki soğukuluğu dahi aklıyla izah ettiğini düşünüp, rahatça gözlerini uykuya kapatanlar var... 
Geçen günü, eşine bir buse vererek noktalamaktan uzak, doğan ve lutfedilen her güne sevgiyle çoşan mahur bakışlarla başlamaktan kaçan, bir saç okşamayı, bir iki hoş kelamla karşısındakine iltifat etmeyi gereksiz ve israf sayan, hızlıca yemek yediği masadan eşiyle gözgöze gelmeden kalkan, akşam yarım saatlik çocuk cıvıltılarına, eşinin muhabbetle ve şükranla bakan tatlı bakışlarına televizyondaki haberleri veya dizileri tercih eden, özel olduğunu hissettirebileceği en önemli ve uygun anları adiyattan, rutinden sayıp da, sorulduğunda "seviyorum" diyen, aklıyla sevdiğini sanan niceleri var... 

Bu yazıyı neden mi yazdım? 
Öyle... İçimden geldi  :)




0 Yorum:

Yorum Gönder

 

©Copyright 2011 Demlikalem | ...